26 Eylül 2009 Cumartesi

Hayat ,İnsan ve Yaşam..




Hayat ne büyük bir ince çizgi öyle değil mi?
Oysa ki insan hayatında yaşamın yeri uçsuz bucaksız olmalı...İnsan var ola bilmeli ,kendi ola bilmeli...İnsan başkası olmamalı ya da ne bilim başkalarının istekleri doğrultusun da gitmemeli.O ince çizgi de sadece kendi olarak yürüye bilmeli...Kendi olarak.Yaşamalı,hayatın anlamını çıkartabilmeli...Sevmeli, sevilmeli idealleri olmalı kendi olabilmeli ...
Ve herkese herşeye inat var olabilmeli...

24 Eylül 2009 Perşembe




Sonunda bu kitabıda okudum Emre KONGAR'ın Herkesden birşey öğrendim isimli kitabını ...Ve acık söylemem gerekirse hayranda kaldım kendine .25 yaşında bir üniversitede bölüm kuran birisi düşünün ve tüm hayatını sosyolojiye ayıran en önemlisi toplum bilinci üzerinde birşeyler ile uğraşan biri ...Kitabı okudukça Emre Beyin yaptıkların uğraşlarını görünce kendimle kıyaslamaya çalıştım .Tabi kıyaslamam bir hata ayrı bili durum burasıda hani onun yaptıkları ve benim yapmaya çalıştıklarımla falan filan acayıp büyük bir fark var biz sanırım hiç bişey yapmıyoruz demek den başka bişey oluşamadı beynimde.


Emre Kongar… İz bırakmayı başaran adam… Zamanının tanığı hemde nasıl bir tanık tamamen tarih yüklü diyebilirim kendi adıma…

“Herkesten Bir Şey Öğrendim”, yakın zamanda yayımlanan bir tür hatıra kitapı Emre KONGAR'ın. Feridun Andaç sormuş, Emre Kongar cevaplamış. Andaç, hem Kongar’ı kendisiyle yüzleştirmiş, hem de dönemine ilişkin tanıklıklarını anlattırmış. Ortaya renkli bir söyleşi, Kongar’ın yetişme şartları ve bugünkü birikiminin oluşma serüveni çıkmış. Kitapta sadece Kongar’ın yaşam öyküsü değil, gündemdeki konulara dair görüşleri de yer verilmiş.

Feridun Andaç, toplamda elli saat kadar süren otuz üç görüşme yaparak Kongar’ın yaşamının yanı sıra Türkiye’nin 1940 sonrası tarihsel, toplumsal ve kültürel serüvenini de çıkarmış ortaya.

Kitabı okumayan herkese şiddetle tavsiye edilir bu güzel kitap .

19 Eylül 2009 Cumartesi

İYİ BAYRAMLAR!


Horoz şekeri, hasret, alışveriş, el öpme, çatapat,
salıncak, yeni kıyafetler, rugan pabuçlar, ziyaretler,
dargınların barışması,
çocuklar, tatil, mutluluk, çikolata,
bayram harçlığı, bozuk para, lunapark, mendil, küçükler,
büyükler,heyecan, komşular, çalan ziller,neşe, fırdöndü,
aile, sevinç...


Bayramı Hatırlatan En Güzel Şeyleri Sevdiklerinizle..



Paylaşmanız Dileğiyle Mutlu Bayramlar...

16 Eylül 2009 Çarşamba

Ve sonunda ...




Sonun da beyeniyle okuduğum Stephenie Meyer'ın Alacakaranlık isimli kitabının filmini izleye bildim. Bence çok güzeldi ve ben çok beyendim.Biraz kitabı okumayanlar için minik bir özet geçmek istiyorum sizlere;

On yedi yaşındaki Isabella Swan annesi Renée evlenince babası Charlie nin yaninda yaşamak üzere küçük bir kasaba olan Forks, Washington'a taşınır. Burada yüz sekiz yaşında bir vampir olup, on yedi yaşında görünen gizemli sınıf arkadaşı Edward Cullen ile tanışır ve ona hemen ilk gördügü anda ilgi duymaya başlar. Edward'ın ilk başlarda Bella'dan uzak durmaya çalışmasına rağmen, sonrasında birbirlerine geri dönülemez bir şekilde aşık olurlar. Üç göçebe vampir James, Victoria ve Laurent geldiğinde ise, Bella'nın hayatı tehlikeye girer ve Edward'ın ailesi Carlisle, Esme, Alice, Jasper, Emmett ve Rosalie onun hayatını çok geç olmadan kurtarmak için uğraşırlar.

Eyer şu zamana kadar hayla okuyamadıysanız ve okumayı aklınızdan geçirdiyseniz mutlaka okuyun derim ben.Stephenie Meyer kitabında herşeyi okdar güzel anlatmış ki filmi izlediğim de sanki daha önceden izlemiş gibiydim .Okurken zihnimde canlandırdığım her kare filmle örtüşüyordu tabi bunda sacdece Meyer 'ın değil filmin yönetmenin de katkısı çok büyük çünkü, kitaba sadık kalarak filmi çekmiş .Bu yüzden tebrik ederim kendilerini .:)


***


Bugün başladığım şahane bir kitap "Herkesten Bir Şey Öğrendim - Emre Kongar Kitabı"
kendileri bana doğum günü hediyesidir ablam tarafından.Bakalım elimizdeki bu kitabımızın konusu neymiş ;

Sorumluluk; ilkelerine bağlılık; aile sevgisi; kafasının dikine giderken aynı zamanda kendini herkesten çok eleştirme cesareti. Bilgiye ulaşma, edindiği bilgiyi sindirip zihnini ve hayatını zenginleştirerek daha üst aşamaya çıkarma becerisi. Bürokrasinin tepe kademeleri dahil, hayatında edindiği bilgi ve tecrübeleri yazarak paylaşma isteği.

Emre Kongar'ın kitabı, Türkiye'nin, üniversite camiasının, basının ve siyasetin tarihsel ve sosyolojik analizleri kadar, bu duygularla da yüklü.
Başkalarının bahşettiği küçük ve geçici iktidarlara sahip olanların bile kendilerini eleştirilmez sandığı bir yerde ne büyük nimet, böylesine her daim öğrenci bir hocaya sahip olmak…

'Bireysel açıdan aklımın erdiği, bilgimin eriştiği tüm yaşam zevklerini tatmış, bütün tatminlere erişmiş bir noktadayım.

Öğrencilerimden, okurlarımdan, izleyicilerimden, çocuklarımdan, torunlarımdan öğrenmeye devam ediyorum…
Çalışıyorum, okuyorum, yazıyorum, ders veriyorum…
Seviyorum, seviliyorum…
Bunlardan büyük mutluluk olabilir mi?'

Bakalım bu güzel kitabın bendeki finali nasıl olacak. :)

15 Eylül 2009 Salı

Masumiyet Müzesi





Evet sonun da uzundur elimde olan bu kitabı bu sabah bitirdim.Aslında kitabı ilk çıktığın da aldım ve birkaç defa okumak için elime aldığım da hep yirminci sayfadansından sonra birtürlü bitiremedim.Ve en sonun da elimde okuyacak bi kitabım kalmadığı için mecburen geri dönüp "Masumiyet Müzesine " başlamak zorunda kaldım .İyi kide okuyup bitirmişim diyorum şuanda .....

Kitap hakkında ki düşüncem ise...Kemal'in Füsun 'a olan saplantılı aşkı aslında bakarsanız beni rahatsız etti hemde fazlasıyla.Kitabın sonlarında karşılaştığım süpriz beni şaşırtdı doğrusu .Bir erkeğin genç bir kıza duyduğu aşkın hüzünlü hikayesi.

Ve Masumiyet Müzesi gerçek oldu ve 2010 yılın da müze severler ziyaret edebilecekler .Kitabın 574 sf. da müze için bir bilet bulunmakta müzeye girerken görevliye kitabın için deki o sayfaya mühür bastırılması yetecektir giriş için .Ayrıca ;
Orhan Pamuk’un ‘müzesindeki’ her şey, artık klasiktir. Orhan Pamuk kitabıyla onları klasikleştirmiştir. Ama, kitabının bir edebiyat klasiği olup olmayacağı meçhul. Olmasa da kütüphanede yerini alır. Masumiyet müzesindeki nesneler ise, onun kitabıyla klasikleştirilmemiş olsa da birer eskici parçalarıdır .

"Neyse uzun lafın kısası eğer merak ediyorsanınız okumanızı tavsiye edebilirm ."

Şimdi düşünüyorum da varmıdır öyle içler acıtan bir "aşk" günümüzde...Çevremdeki bir çok insanı görüyorum da sözde sevdiklerini sanıyorlar ölüyorlar bitiyorlar aman allahım noluyor bunlara yahu demekten alamıyorum kendimi. Ya da didişip duruyorlar misalen kızkardeşim ve nişanlısı gibi ...Bu örneği sanırım çoğalta bilirim. Tv kanalların da bir sürü abuk sabuk programlar var birine denk gelip izlediyseniz eğer ne demek istediğimi daha da iyi anlayacaksınız.



*****



Şuanda acayıp kahve içmek istiyorum bu da bu aralar edindiğim kötü alışkanlığım sanırım .Neyse ki aşkama az kaldı .Kahvemi yaparım ve güzel bir film eşliğinde içmeyi planlıyorum şimdiden hangi filmi izlesem acep :

14 Eylül 2009 Pazartesi

DÜN…

Şahane bir Pazar günü geçirdim. Öncelikle yayınım çok güzel geçti artık heyecanlanmıyorum. Ve yayınımla ilgili aklımda yeni fikirler var ancak biraz daha beklemeliyim. .. :)
Yayından çıktıktan sonra da bilmeden beklediğim şahane bir sürprizle karşılaştım .Ama sanırım hayatımda unutamayacağım çok güzel anları yaşamamı sağladı bu sürpriz .Arkadaşlarımın bana hazırladığı doğum günü şahaneydi .Sazlar ve gitar eşliğinde birbirinden güzel türküler söylendi ve şiirler okundu .Bu da benim kutladığım ilk doğum günü oldu .
***
Bugün konusu ise okulların açılmış olması millet okullu oldu sınıfları doldurdu .AMA BİZ HİÇ BİR YERİ DOLDURAMIYORUZ YAHU :)

12 Eylül 2009 Cumartesi

Ordan Burdan :)

Dün sormuş olduğum soruya kimse yanıt veremedi veremedikleri gibi sen misin yoksa o kişi dediler.Yok Yahu ben değilim .
Mecidiyeköyden eve gitmek için bindiğim otobüste arkamda oturan iki yaşlı kadının diyologlarıydı ee bende istemeden dinlemek ve kulak misafiri olmak zorunda kadım napim onlarda o kadar yüksek sesle konuşmasalarmış...Aklıma takıldı ve sormak istedim ve sordum ama yanıt alma konusunda başarılı olamadım tabi :))

***

Buarada banka borçumu da hallettim çok şükür dün bankaya gidip taksitlendirdim sonunda. Ve zorda olsa ilk tasitini yatırdım ama bakalım bundan sonrakileri nasıl vericem bilemiyorum .Acıl durum sinyali çakıyorum,benim iş bulmam gerekiyor en kısa zamanda :))


***
Elimde günlerdir bitiremediğim bi kitap var iyice sıkılmaya başladım hiç bir kitabı elimde bu kadar uzun tutmamıştım (Orhan PAMUK- Masumiyet Müzesi)Hayır bişey değil kitabı okurken Kemal'in Fusün 'a olan manyaklık derecesine gelen aşkı yüzünden ben kafayı oynattım .Her okuyuşumda Allah'ım bune büyük bi saplantı böyle demekten kendimi alamıyorum :))Almak ve okumak istediğim başka kitaplar var ama sanırım onları
elde edebilmek için baya beklemem gerekiyor :(


***

Dün ilk defa bir dilenciyi kötü bir şekilde payladım .Oturmuş aşağıya Allah rızası için diyip de Allah seni sevdiğine kavuştursun diye dua ediyordu .Ya hu kadın benim cebim de 1tl bile yok sen tutmuşsun dileniyorsun bide Allah'ın adını kullanıyorsun acayıp kafam attı bu duruma ve etme dua bana diye kadına kızdım olmuyor kabul dedim .Ve tam beş dakika sonra başka biri çıktı karşıma o da aynısı dün kesin benim sabrım deneniyordu :))

11 Eylül 2009 Cuma

UNUTULMAK !



Dün birkez daha hatırlanmamanın ne demek olduğunu daha iyi anladım.Ve hala aynı ev içinde ev halkıyla köşe kapmaca oynamaya devam ediyorum ...
***
Hiç bir rüzgar yıkamaz beni sanıyordum ama ben de artık dayanamıyorum ,kanım çekiliyor ve ben can çekişiyorum ...Sormayın eski Derya nerde diye o YOK bu da ne zaman yok olur bilmiyorum ama çemberin daraldığını hissediyorum ... Tıpkı kardeşim gibi dün doğdum bugün ölüyorum !

Bu yazıyı bugün facebook dayazdım buaralar gerçekten de hiç iyi değilim.Bunun sebebi belkide kullandığım depresyon ilaçımdır bilemiyorum ama o basit ilaç bende pek iyi etki göstermnedi.Nasılmı gece uykum da konuşuyormuşum :( Sonra bi sabah az daha o ilaç yüzünden intehar edicekdim .Akıl gel-git oluyor galiba...Neyse ki bayramdan sonra tekrar görüşcem dr.la bakalım bu sefer ne dicek :(
Aklımda binlerce soru var .
İşte birtanesi ;

Kaç kişi öz babası tarafından tacize uğrar ??Benim kisi öyle bi soru merak ediyorum.


***

Kendimi kaybetmek istemiyorum .Var olmak ve inadına güzel şeyler yapmak istiyorum .Hayata ve insanlara karşı ...

10 Eylül 2009 Perşembe

Bir Doğum Günü Daha...





26 yıl önce bugün... Bugünü, 26 yıl öncesi olarak varsayıyorum şimdi...
Tıpkı şimdi ki gibi o zaman da yalnızdım .Hatırlanmanın ne demek olduğunu sanırım en iyi bilenlerden biri de benim... :( Hala aramasını beklediğim ama aramayan arkadaşlarım var ,tek sorun onlar da değil gerçi ailem bile hiç bir zaman hatırlamadı beni maalesef sanıyorum ben unutulmuş bur çocuğum ne acı değil mi :(
Şimdi belki de yahu doğum günün de hatırlamadılar diye unutulmuş mu oluyorsun hemen diye düşünenler varsa söylim .Evet öyle oluyorum .Ne yazık ki aynı ev içinde köşe kapmaca oynağım insanlarla yaşıyorum .
Aman yahu sıkıcı ,sıradan bir gün dah ayaşıyorum işteee .Bari akşam olsada kendi kendimmi mutlu etsem şöyle şahane bir kahve yapsam kendime ve birde sigara keyfi süper olurdu .

NE YAZIK Kİ İYİKİ DOĞMUŞUM BEN !!!!