6 Ekim 2010 Çarşamba
Başkalarının mutluluğu ile mutlu olmasını bilen güzel insan,
Başkalarının mutluluğu ile mutlu olmasını bilen güzel insan,
Türkan SAYLAN
Hayatını ola bildiğince hızlı fakat emin adımlarla yaşamış bilim isnsanı ...
Son dönemde okuduğum en güzel kitap asla pişman olmadıklarımdan olduğunu günül rahatlıyla itiraf edebilirim .
...Kitabı okurken bir çok yerinde hüzünlendim zaman zaman gülümsedim ama en çok da öğrendim . Neyi ya da neleri olduğu çok önemli ama uzun tutmak istemediğim den sadece şunu söyleyebilirim asla “Ön yargıyla yaklaşmamayı öğrendim !...” Sevginin bir insanın yüreğini nasıl iyleştirebileceğini öğrendim! ..
-Diyebilirsiniz ki sen bunları bilmiyormuydun bu kitabitabı okurken mi öğrendin bunları ?
-Evet biliyordum ve bildiklerimin doğru olduğununa emin olduğumu öğrendim ve mutlu oldum . Doğru yoldaymışım heyhattt!
Ve adına yazılmış en son kitap Ayşe KULİN’in Tek ve Tek Başına Türkan isimli kitapdan notlar ,
Sıkı bir dini eğitimden geçmeme, çocukluğumu sofu sofu babaannemin anlattığı hurafeleri dinleyerek geçirmeme, esaslı bir dini eğitim almama, İslam’ı kendini sıkı Müslüman zanneden pek çok kişiden daha iyi kavramış olmama rağmen, bir takım kötü niyetli insanlar “gâvur” olduğumu iddia edip dururlar. Bu kelimeyi de hiç sevmem. Müslüman olmayanları küçültücü bir şekilde ayrıştırmak, edepsizlikten başka bir şey değildir, bence. Tüm dinlerin Allah’a giden bir yolda vasıta olduğu bildiğim için, hayatım boyunca hiçbir dini küçümsemedim. Bizim kitabımız diğer kitapların peygamberlerine saygı talep eder zaten. Kendimi ise sadece ve hep Müslüman bildim. İlk dini eğitimim çok küçük yaşta, evde başlamıştı. Çocukken namazı, abdesti ve kuran surelerini babaannemizden öğrenmiştik ama bilinçli Müslümanlar olmamız için, ilkokula başladığımızda babam okulumuzun Türkçe öğretmeninden bana ve kardeşlerime özel din derslerini verilmesini istemişti. Hafız Ahmet Bey sayesinde, ben, iyi bir müslümanın dürüst, temiz, çalışkan, yardımsever, başkalarını açken tokluğundan rahatsızlık duyan, hak yemeyen, haksızlık etmeyen ve gösterişten uzak duran bir insan olması gerektiğini, çalışmanın da bir nevi ibadet olduğunu küçük yaşta öğrendim. Hocam bizlere Allah korkusu değil Allah sevgisi aşılamıştı. Hocamın çocuklarıyla ramazanda birlikte teraviye giderdik.
--Türkan Saylan din hocasının ona sorduğu duaları hiç hata yapmadan okuyarak nasıl bir Müslüman olduğunu göstermiş. (Annesinin yabancı bir insan olmasına rağmen kendisinin samimi bir şekilde tüm duaları bildiğini göstermiştir öğretmenine ve arkadaşları ancak genede hata yapmakdan çekindiği için sadece bildiğini söylemiştir öğretmenine ).
Halime’nin hikâyesi;
Çığ altında kalmış, kurtarıldığında bacakları donmuş bir genç kız bu. Doktorlar bacaklarını kesecekken Türkan Hanım’ı çağırıyorlar. O da cüzzamla mücadele için tesadüfen Elazığ’da. Türkan Hanım kızın bacakları kesilirse hayatı biteceğini biliyor, çünkü ne evlenebilir, ne iş yapabilir. Sabaha kadar kızın bacaklarını muayene ediyor. Bir ara bir sıcaklık hissediyor. “Acaba elimin sıcaklığı mı” diyor, gidip ellerini buz gibi suyla yıkayıp tekrar kontrol ediyor. Saatlerce... Sonra “Bu bacakta can var” diyor. Ama bacağı kurtarmak için donmuş ayak parmaklarını, pensle çıt çıt kesiyor. O kadın bu sayede yaşamış ve evlenmiş. Ama bacakları kesilseydi tüm hayatı bitecekti.
Not: Kitapda o kadar yaşanmışlıklara dair örnek var ki ben sadece bunları yazabildim sizler için .
Kitabın ismi de hakkaten çok doğru, hayatı boyunca hep tek kalmış, tabi çok sevdiği hastaları, oğulları, dostlarını saymazsak.
Ve Türkan SAYLAN bakalım 74 yıla neler sığdırılmış ;
Çocuk Saylan ;
1935 yılında soğuk bir Aralık günü İstanbul da dünyaya gözlerini açtı,18 Mayıs 2009’da tüm sevdiklerini geride bırakarak hayata veda etti.
Cumhuriyet döneminin ünlü müteahhitlerinden Fasih Galip Bey ile evlendikten sonra Müslüman olup Leyla adını alan İsviçreli Lili Mina Raiman çiftinin beş çocuğunun en büyüğüydü. Kardeşileri Tuğrul, Turgut ,Turhan (kız kardeşi) ve evin en küçüğü Gündüz .
Aşırı disiplinli bir annenin katı kurallarıyla büyümüş.Buarada kardeşleri ile birlikte din adamı Hafız Ahmet Bey’den din eğitimi almıştı.Okul döneminde bir çok arkadaşının bilmediği duaları tam olarak ve anlamlarıyla bilirmiş.
1944 – 1946 yıllarında Kandilli İlkokulu ve 1946 – 1953 yıllarında Kandilli Kız Lisesin’nde okumuş.1963 ‘de İstanbul Tıp Fakültesini bitirmiştir.
Doktor Saylan...
Kandilli Kız Lisesi ve İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitiren Saylan, 1964-1968 yılları arasında SSK Nişantaşı Hastanesi’nde Deri ve Zührevi hastalıklar alanında uzmanlık yaptı ve bu alan da uzman olan Türkiye’nin yedinci kadınıydı.Akademik hayatına 1968 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Dermotoloji Anabilim dalında başasistanlık ,1971 den sonra ise İngiltere’de eğitim gördü.74 yılında Fransa ‘ da 76 yılında ise İngiltere de kısa süreli çalışmalarda bulundu. 1977 de profesörlük ünvanına sahip oldu . Ve o günden sonra Pr. Dr. Türkan SAYLAN olarak anılmaya başladı. Adını ilk kez 1970’lerde cüzzama karşı verdiği mücadele ile duyurdu.1976 yılında Tüm Anadolu’yu adım adım gezdi, “Hepimiz bir aileyiz” sloganıyla cüzzamı yendi. Cüzzamla Savaş Derneği ve Cüzzamla Savaş Vakfı’nı kurdu ve 1986’da Hindistan’da “Uluslararası Gandhi Ödülü”ne layık görüldü.
Dünya Sağlık Örgütü’nün Lepra danışmanlığını, Uluslararası Lepra Birliği’nin kurucu üyeliğini yapan Saylan, İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nı ve 21 yıl Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi Başhekimliği’ni gönüllü olarak yaptı. Sayısız insan hakları, barış, onur ve hizmet ödülü aldı, 500’e yakın da yayına imza attı.
2006 yılına kadar Dünya sağlık örgütünün Lepra (Cüzzam) hastalığı konusunda baş danışmanlık yaptı.1981 -2002 yılları arasında gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesinin Başhekimliğini yaptı.
Türkan Saylan bununla da kalmadı… 1990 yılında İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruluşunda görev aldı. Kadın Sağlığı Derslerinin 1995′e kadar Müdür Yardımcılığı ve koordinatörlük görevlerinde de bulundu.
Mezun olduğu Kandilli Kız Lisesi için, Kültür ve Eğitim Vakfının (KANKEV) kuruculuğunu ve başkanlığını yaptı. İstanbul Tabip Odası ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar vakfı üyeliğinde bulundu. Emekli olduktan sonra 9. Cumhurbaşkanı Demirel tarafından, 31.03.2000 yılında Sosyal Hizmetler Danış Kurulu üyeliğine seçildi. 10. Cumhurbaşkanı Sezer tarafından 2001 – 2007 arası YÖK üyeliğine atandı. 2003-2004 yılları arasında “Başbakanlık İnsan Hakları Danış Kurulu “ üyeliğinde de bulundu.
Tüm çalışmaları tabiki bunlarla sınırlı değildi .O bütün bu yoğunluğunun arasın da ayrıca evli ve iki çocuk annesiydi. İlk oğlu Çağlayan’a hamileliği sırasında verem olduğunu öğrendi ve tadavisi süresince çalışmalarına da devam etti. Daha sonra ikinci oğlu Çınar’ a hamile kaldığında ise meme kanseri olduğunu öğrendi ama tıpkı hastalaraına verdiği umut ışığını kendi içinde sürdü ve bu iki hastalık onu hiçbir zaman yıldırmadı.
Halbuki o sadece kendisi ve çocukları için birşeyler yapabilecekken cüzzamla mücadeleye adadı kendisini . Herkes cüzzam hastalarından kaçarken o çaylarını içti, “Onlara dokunun” dedi. Ama hayatının son günlerinde evi basıldı. Tepki büyüktü, cenazesindeki kalabalık gibi. Ama yaşarken olduğu gibi ardından da çok şey söylendi. “Misyoner” dendi ya da “komünist” Doğu’daki kız çocuklarının okumasını sağlamak amaçıyla açtığı ÇYDD( Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) bazı kurum ve kuruluşlar tarafından yadırgandı ve halkın bazı kesimi tarafından Hıristiyanlığı yaymaya çalışıyor diye suçlandı. Ama bu tavırlarlarda kendisni yıldırmadı ve kardelenlerine okuma şansı verilmesini sağlamak için o ve tüm ekip arkadaşları savaştı.
Almış olduğu ödüller ;
*1996da İstanbul Üniversitesi kendisine "Atatürk İlke ve Devrimleri" ödülünü vermiştir.
*İngiltere dermatologlarının derneği olan Dowling Kulübü (1978) *Kuzey Amerika Klinik Dermatoloji Derneği (1996) tarafından onur üyesi seçilmiştir.
* Ülkemizde Yılın Kadını Ödülü (1990) ,
* Melvin Jones Ödülü (1991) ,
*Atatürkçü Düşünceye Hizmet Ödülü İncirli Lions (1996) ,
*Kuvayi Milliye Ödülü Haliç Rotary (1997) ,
*Fahrettin Kerim Gökay Ödülü Türk Lions Vakfı (1997) ,
*Türkiye Ziraatçiler Birliği Dayanışma Ödülü (1998) ,
*75. Yıl Ödülü Türk Kadınlar Birliği Şişli Şb. (1998) ,
*Uğur Mumcu - Muammer Aksoy Ödülü ADD İstanbul Şubesi (1999) , *Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi Onur Ödülü (2000) ,
*İtalya "Foyer des Artistes Kurumu Ödülü" (2001) ,
*Cüzzamlı Hastalara verdiği uzun süreli hizmet ve getirdiği bakış açısı nedeniyle "Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği 2001 Yılı Ödülü", *Atatürk Ödülü Amerika / Atatürk Topluluğu (2001) ,
* Sanat Kurumu Onur Ödülü (2002) ,
* Atatürk / Çağdaşlık Ödülü Dünya Atatürkçü Kuruluşları (10 Kasım 2003) ,
*Üstün Hizmet Ödülü Yıldız Teknik Üniversitesi (2004) ,
*Eğitime yaptığı katkılar nedeniyle "Eğitim Ödülü" TED Koleji, *Kendinden once hizmet" ilkesine örnek davranışı nedeniyle "100. Yıl Mesleki Başarı Ödülü" Rotary Kulübü,
*İnsan Hakları Ödülü İzmir Karşıyaka Belediyesi (2004) ,
* Türkiyenin En İyi Eğitimcisi Ödülü - Tempo Dergisi (2004) ,
*Kültür Üniversitesinin İstanbul genelindeki üniversitelerin öğrenci ve öğretim üyeleri arasında yaptığı anket sonucunda "Yılın En Yürekli Kadını Ödülü" (2004) ,
* Puduhepa Ödülü - Adana Kütür Sanat Derneği (2005) ,
*Meslek Hizmetleri ÖdülüAnkara Emek Rotary Kulübü (Ekim 2005) , *Toplumsal Barış Ödülü - Barış Radyo,
*İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü - SODEV Sosyal Demokrasi Vakfı (2005),
*İyi Kalpli Ol Ödülü- Türk Kalp Vakfı (2006) ,
*"Yılın Başarılı İş Kadınları Ödülü-Dünya Gazetesi (2006) ,
*ÇEK Eğitim Ödülü, Çağdaş Eğitim Kooperatifi (2006) .
Gönüllü kuruluş olarak; ÇYDDnin Genel Başkanlığını, TÜRKÇAĞ ve KANKEV Vakfı Başkanlığı ile Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı Başkanlığında çalışmıştı.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından 31 Mart 2000 tarihinde Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu üyeliğine seçilmiştir.
10.Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından 2 Şubat 2001de YÖK üyeliğiyle görevlendirilmiş ve bu görev Şubat 2007de bitmiştir.
2003 - 2004 arasında Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu üyeliği ve İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu üyeliklerinde bulunmuştur.
Yayımlanan yazıları ve kitapları;
2005 yılı başı olarak, toplam 440 yayını bulunmaktadır. Bunların 50 si yabancı dergilerde yayınlanmış tıbbi çalışmaları, 204ü tıbbi, sosyal ve siyasal içerikli gazete makaleleri, 186sı ise Türkçe tıbbi dergilerde ve kongre kitaplarında yayınlanmış araştırma, derleme ve olgu bildirimleridir.
- Hayvanlar ve Çocuklar
-Geçmişten Geleceğe Radyo Cumhuriyet’te Çağdaş İnsan Söyleyişileri
- At Kız (Kendi yaşamından ilk onyedi yılını anlattığı kitap)
-100 Soruda Sivil Toplum
-Cumhuriyet’in Bireyi Olmak
Son isteği ise;
Saylan, kız öğrenci sayısının 36 binden 100 bine çıkarılmasını, Türkiye`deki her köye bir okul yapılmasını ve her kasabada kız öğrenci yurdu yapılmasını istedi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder