6 Eylül 2011 Salı

:)))

Dikkat ettimde uzundur yokmuşum buralarda :)

22 Haziran 2011 Çarşamba

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Uzun bir aradan sonra Ayşe Kulin'le dönüş ...

Ayşe Kulin en sevdiğim ve beğeniyle okuyabildim ender yazarlardan biri ...
Tüm kitaplarını okudum son olarak da Hayat ve Hüzün'le çıktı karşıma ...
Hiç dururmuyum ben hemen aldım ve okumaya başladım okyup bitireli çok oldu ama yazmak için biraz üşendim itiraf etmeliyim .






Kendi hayat hikayesinin kırk yıllık bölümünü Hayat ve Hüzün isminde iki kitapta topluyor.

Ayşe Kulin'e Ebru Şanlı soruyor ...
- Neden iki kitap ?
-Yayın evinin almış olduğu karardan dolayı ve cep boylarıda basılabilsin diyeymiş .

Ve bence iyi de oldu. :) (Taşına bilirliği açısında tek kitap olsaydı çok kalın bir kitap olurdu :) )


Türkçe'yi ustaca kullanan Kulin, şimdiye kadar çıkardığı bütün kitaplarda olduğu gibi Hayat ve Hüzün'de de bütün maharetini ortaya koyarak okuyucuyu kitabın içine çekip orada tutmayı başarıyor.

Ankara'da başlayıp İstanbul'da devam eden ve bu sırada sevdikleri arasından kayıplar veren Ayşe Kulin'in büyürken yaşadıklarını büyük keyifle okuyacasınız!

Everest Yayınlardan çıkan Hayat ve Hüzün kitaplarının ilkinde 1941-1964 yılları arası işlenirken ikincisinde 1964-1983 yılları işleniyor.


Kitabı hararetle tavsiye ederim. :)
Buarada kitaplarların sonunda ki fotoğraflar beni en çok etkileyen kısımdı kimler yok ki o fotoğraflar da .

Neyse daha fazla kitapla ilgili bişey dökmeyeceğim ortaya bir zahmet alınız okuyunuz efendim .

Sevgiler:)
,

6 Nisan 2011 Çarşamba

N'psam ki?

Buaralar farklı bir sıkıntı içindeyim işten ayrılalı tam 2 ay oldu ve ben hala bir iş bulamadım bana bişeylter söyleyin sıkıntıdan patlamak üzereyim .Bana bişeyler söyleyin önerilerde bulunun ne bileyim diyin işte bişeyler :S

28 Şubat 2011 Pazartesi

Yazmak İyidir...

Yazmak gerçekden de iyidir umursamadan yazmak noktala imla nedir bilmeden yazmak ,takmadan yazmak ...

Efendim burası benim sayfam yazıyorum işte kime ne ?

Sıkıcı bir Pazartesi gününde daha evimdeyim ev almış başını gidiyor ben ise umursamıyorum daınıklığı :) Ama kalkıp gidip toparlamak lazım etrafı daa..

İmdattt! Ben üşengeçlik hastalığına tutulmuşum. :D

24 Şubat 2011 Perşembe

Annem!

Teyzem den sonra dünde annemin kanser hastası olduğunu ve ameliyat olcağını öğrenmiş olmam beni yıktı.
Konuşamıyorum derdimi kimseye anlatamaıyorum sanki ağzıma mühür vurdular!

9 Şubat 2011 Çarşamba

Günün getirisi ...








Uzun bir yorğunluğun ardından çekilen fotoğraflar dinlendirdi beni ...

Ama hala yorgunum :(

28 Ocak 2011 Cuma

Karar!

Uzun zamandır iş yerimde yaşamış olduğum sorunlardan dolayı bunalmış durumdayım bu gelgitlere bir son vermek adına işten ayrılmaya karar verdim.
Dün bir iş görüşmesei yaptım sanat merkezinde! Bugün ise bulunmuş olduğum yer ile konuşsam mı konuşmasam mı düşünüp duran bir ben varım :(
Nasıl karar vericem bilemiyorum ... Ne şanssızım ben yahu :(

20 Ocak 2011 Perşembe

AŞK




Yaş oldu bilmem kaç ama ben hala hiç aşık olmadım!
Nerden çıktı bu demeyin sakın! Bilmem ki bende nerden çıktığını bugün içimde bir duygu eee hani nerde aşk dedi ...

Evet AŞK nerde ?

12 Ocak 2011 Çarşamba

Çare var mı ?

Buaralar canım ağrıyor evet evet doğru okudunuz canım acımıyor resmen ağrıyor ! ...

11 Ocak 2011 Salı

Canım acıyor!

Buara iş yerimden hiç memnun değilim canım çok acıyor çok şey istemiyorum ki ben !Sadece huzur istiyorum her yerde ... İlk önce işimde istiyorum saniye başı ismimin söylenmesinden nefret eder hale geldim adımla hitap edileyim istemiyorum .
Evde olmak bilgisayarda takılmak, çay demleyip kitap okumak istiyorum.Çayımı rahatlıkla içip şimdi de kahve içmeliyim demek istiyorum elimdeki kitap bitsin heyecanla yenisini alıp okuyayım istiyorum .
Bol bol gezip şahane fotoğraflar çekmek istiyorum farklı dünyaları yaşamak tatmak istiyorum. Özgür olmak istiyorum ve 2011 de AŞIK olmak istiyorum :)

Çok şey istemiyorum ki inanın!

6 Ocak 2011 Perşembe

Konaklayacak bir liman arıyorum sonsuza kadar ...
Sonsuzluk mu ? O da sende var !
Derya

4 Ocak 2011 Salı

Ben okudum o bitti :)




Elif ŞAFAK - Firarperest
Elif Şafak, HABERTÜRK Gazetesi'nde ilgiyle takip edilen köşe yazılarını "Firarperest" adıyla kitaplaştırdı.
İlk defa okuduğum yazarladan biri Elif Şafak! Ve ne yalan söyleyeyim beğendim de Firarperstti.
Kitapdaki konular oldukca ilgimi çekti doğrusu .

****

“Seni uzaktan seviyorum ...” diye düşündü erkek içinden .”Yaklaşmadan ,anlatmadan,anlaşılmadan...Ben seni beklentisiz seviyorum.Hiçbir şey ummadan ,talepde bulunmadan , hayal bile kurmadan. Kendi içimde taşıdığım sessiz sedasız bir sır bu.Ben belki de senden çok bu sırrı seviyorum.
(...)
Seni uzaktan seviyorum...diye geçirdi kadın içinden ve başını çevirdi.
Bakmadı bile ondan yana. Bakması gerekmedi.
“Ne güzel uzaktan sevmenin rahatlığı, hafifliği, beklentisizliği.
Herkesin ha bire birbirinin hayatı hakkında konuştuğu bu dünyada şuan ”biz” diye bişey olmayınca, hakkımızda konuşacak bir şey bulamıyorlar ya, ne güzel.Özgürlük işte!
Sen özgürsün. Diledigin zaman gidersin aklının estiği yöne.
Tutsaksın bi o kadar. Mecbursun kendi sorumluluklarına, alışkanlıklarına, hayatına.Yapışmışsın kabuğuna.Hayalimdeki sen, gerçek senden daha özgü aslında. Görsen, hayalimdeki seni kıskanırsın.
Seni sevdiğimi sölemekteki gecikme ısrarım bu yüzden. Herşey böyle duru daha güzel.Söylesem büyü bozulur,zaman ağırlaşır.Doğallık kaybolur,konuşmalar yapaylaşır.Söylesem dünya durur bir daha hiçbir şey aynı olmaz.Sen değişirsin . Bir başka hal gelir üzerine. Bir beklenti, bir istek, bir kıvanç, gizliden gizliye bir kibir siner bakışlarına. ”Aşıklar kibirli olur” demiş şair. “Sevdiklerini fethedilmiş bir kale gibi görmeye kalkarlar.” Bense hayat boyu susmaya razıyım, o kibri gözlerinde görmektense.


"Böyle bir adama
Yaklaşmaz hiçbir güzellik
Doğduğu günden beri kalbinde bir delik
Almak icin bütün sızıları içine..."
Oğuz Atay tanısa, seni anlatmak icin söylerdı bunları.
Bütün sızıları içine çeken adamsın çünkü.Birde beni almanı istemem o delik kalbine.”
Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne incitir, ne acıtır. Ne yaralar, ne kanatır.
Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek. Uzaktan sevmek en güzeldir bazen.

Elif ŞAFAK / Firarperest
Sf:35
Beni etkileyen esas kısım ise kitabın arka kapağındaki yazıdır.

"İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki'ni keşfetmek..."
"Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına... şaşırmak ölene kadar... şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek... budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven."


Elimde ki kitap "Elif Şafak - AŞK"

1 Ocak 2011 Cumartesi

Yeni Bir Yıl Mı ?


2010 geride bırakarak 2011 girdik ilk gün sıkıcıydı eee nede olsa 2011 'e sıkıcı bir giriş yaptım eyvah ki ne eyvah şimdi tüm yılım böyle mi geçecek dersiniz?